Düşünceler ve Huzur...

Standard
                                                 

                                                          Düşünceler ve insanlık...

   Düşünceler insanı geliştirir... Düşündükçe bir tane daha sen yaratırsın.. Düşündüğün kavrama gore belirlenir bu sayı..

   Kendi hakkında düşünüyorsan yalnızsındır.. İnsan en çok kendi hakkında düşündüklerinden yorulur çünkü... Bir kişi hakkında düşünüyorsan işin biraz kolaydır , farkında olmadan birden iki kişi oluverirsin empati kurarak.. Çok yönlü ilerleyebilen karmaşık bir konuysa işin daha kolaydır... Görünen kavram kadar sen çıkıverır ortaya , farklı her kavramı düşünürken farklı bır sen olursun...

   Evet.. İnsan yalnızdır başını yastığa koyup düşüncelere daldığında... Düşüncelerini genişleterek neden fazladan bir sen daha koyamayasın ki ütopyandaki güvenli ortamına? Daha huzurlu uyuyabilirsin bütün endişeli düşüncelerini sonlandırarak..

   Neden izin veriyorsun iltihaplı düşüncelerin uykunu kaçırmasına? Anlık bı tedaviyle silip atabilirsin onları dünyandan. Gereği olmayan bütün şeyler silinip atılmalı yoksa fazlalıklar yorar zihnini... Neden şimdi yapmıyorsun?

   Neden şimdi uyumuyorsun?
   Evet yapabilirsin!
   Uyuyabilirsin!...

Kazım Koyuncu Anısına..

Standard

           "Ben bir müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim bir şeyi en azından çok zorlanırsam ortaya koymaktan çekinmem.Bu arada; hiç başımızdan eksik olmayan gökyüzüne, günün karanlık saatlerine, ara sıra kopsa da fırtınalara, bir gün boğulacağımız denizlere, eski günlere, neler olacağını bilmesek de geleceğe, kötülüklerle dolu olsa bile tarihe, tarihin akışını düze çıkarmaya çalışan tüm güzel yüzlü çocuklara, Donkişotlar 'a, ateş hırsızlarına, Ernesto "Çe" Guevara'ya, yollara-yolculuklara, sevgililere, sevişmelere, sadece düşleyebildiğimiz olamamazlıklara, üşürken ısınmalara, her şeyden sıcak annelere, babalara ve tadını bütün bunlardan alan şarkılara kendi sıcaklığımızı gönderiyoruz. Kötü şeyler gördük. Savaşlar, katliamlar, ölen-öldürülen çocuklar gördük. Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya." 
                                                                                                                              Kazım Koyuncu...

HAYAT-I MAHŞER : 1.BÖLÜM - HAYAT BAZEN...

Standard










NOT: Hikayemize eklenen mekan fotoğrafları ve isimleri tamamen hikayeye renk katma ve yöresel tanıtım amacıyla eklenmiştir. Hiçbir art niyet bulunmamaktadır. Hikayede geçen kişiler ve olaylar ise tamamen hayal ürünüdür. Gerçek kişi, kurum ya da olaylarla hiçbir ilgisi bulunmamaktadır. 


HAYAT-I MAHŞER
1.BÖLÜM – HAYAT BAZEN…
(GELİN spin-off /kardeş dizi-roman)


Yaren… On dokuz yaşında, daha gençliğinin baharında gencecik bir kız. Ailesinin tek çocuğu. Tek olmasına karşın, asla şımarık olmayan, tam tersine aklı başında, yaşından daha fazla olgunluğa sahip bir genç kız. Üniversite öğrencisi… Okul öncesi öğretmenliği bölümünün, ikinci sınıfında. İsmi gibi kendisi de çok güzel olan bir kız Yaren. Okulda ki bir çok gencin hayran kaldığı bir güzelliğe ve ahlaka sahip birisi.
Üniversite Kampüsü

Artık akşam olmak üzereydi. Dersler yeni bitmiş, herkesin üzerinde derslerin verdiği bir yorgunluk vardı. Yaren’in bölümü meslek lisesi öğrencilerinin çoğunlukla girebildiği bir bölüm olduğu için kendi sınıfında hiç erkek öğrenci yoktu. Ancak, diğer bölümlerden de arkadaşlara sahip olduğu için, kız-erkek karışık bir arkadaş grubu vardı ve her gün ders çıkışı bir süre beraber takılır, sonra evlerine doğru yol alırlardı.

Bulut ve Özlem üzerine...

Standard

Bilmediğim bir buluta doğru gidiyor ruhum...
O bulut yüklü mü , yağmur yağdırır mıyım , bilmiyorum...
Bulut uzun mu , ne kadar sürecek bu yolculuğum , bilmiyorum...
Göz göre göre olur da elinden birşey gelmez ya hani , öyle işte..
Bakakalıyorum kendi kendime...
Ben bende değilim dostlar neredeyim bilmiyorum..
Uzaklarda , çok uzaklarda kaldı sevgilim...
Yanına gitmek istiyorum , gidemiyorum...
Kayıp mı ettim mutluluğu?
Ruhum onun peşine mi düştü?
Yoksa bulutun ardında yârim mi var?
Öyleyse daha hızlı gideyim bitsin yolum , kavuşayım güneşime...
Mevsim değişsin bahar olsun ,
yaz yağmuru olup düşerken ben ,
onun ışıklarıyla gök kuşağı oluşsun dünyamızda...
ateş ve su , toprak ve hava gibi...
Bir bütün hayat dolsun yüreklerimize...
Gece olsun ay çıksın ve susalım biz , uyuyalım...
Uyanalım hemen... Görmeden yaşayamam ben seni...