Bastırılmış Duygular...

Standard
Evrensel bir yargıdır , insanoğlunun kendisini eksik hissettiği yöne doğru bakması , kendisini tamamladığı yerde huzur bulması. Hiç kimse dört dörtlük değildir. İnsanız hepimizin vardır hataları , ön yargıları , eksiklikleri...
  
   Maddi eksiklikler doğrudan , manevi eksiklikler dolaylı yoldan göze hitap eder.
  
   Gözleri gören ve şefkat sahibi her insan , bir bireye bakıp ta duygularını bastırdığını veya duygularının bastırıldığını gözlerinden anlayabilir. Nefsini beslemeyi bilmeyen , ya da başkaları tarafından yönetilen her insan , açlık ve yoksulluk içerisindeki insanlara yardım edildiği zamanki gibi istemsiz olarak bir atılma içerisindedir. Elbette bir berber kendisini traş edemez  fakat yine de kendisine çeki-düzen verebilir.
  
   Kendisini kontrollü dizginlediğini zanneden her insanda , taşımacılıkta kullanılan atlardaki gibi özgürlük ve istediği yöne koşma hayali vardır.
  
   Eksikliği yüzüne vurulan , dalga geçilen insan her lafı biriktirir kör kuyularında.Biriktirir  ve bir andan sonra , dolma kapasitesine ulaşınca söylenen en son laf , o karanlık kuyuya atılan en son taş , bardağı taşıran son damla misali , o kuyuyu harekete geçirir.Ezelden beri ve kaynağı olmayan bu kuyu artık artezyen kuyusu olup çıkıverir.Bir anda tüm laflar fışkırıverir kalıcı yarayı kanatan o en son kişinin yüzüne.
  
   Kendimizde olmayan özelliklere sahip insanlara hayran olmamız , o insnaları bir nevi kahraman , bir nevi gök kuşağı gibi görmemiz eksikliğimizdendir. ''Neden o öyle ben değilim?'' ve benzeri gibi sözleri kendisini kontrol ettiğini zanneden insanlar sarf eder.
 
   Sevilen yerlere giden yollar misali , insan kendisini araştırırsa , kendi yolunu geliştirip güzelleştirmeye başlarsa o zaman hayatındaki en büyük adımı atmış olur.
 
  Orta derecede bir kenti düşünürsek , kent geliştikçe içe göçler artar. Geliştiği kadar söz edilir , hayran olunur. Dışa göçler çoğaldıkça itilir köhne ve karanlık yalnızlığa. Dışlandıkça kanayan bir yaradır orası. İtildikçe artar yasal olmayan faaliyetlerin sayısı...

  Birden fazla konuya değindim. Farkında olmadan sürç-i lisan ettiysem , yanlış anlaşıldıysam affola....
                                                                                                  

3 yorum:

renklerin içinde dedi ki...

evet konudan konuya geçmişsin ama pek de güzel uymuşlar, insan okurken kopmuyor. bende de olur bu genelde, o kadar çok şey vardır ki içimde bi başlayınca yazmaya bir oraya bir buraya atlayıp dururum adeta.

insanın kendini araştırması... diye de ne güzel demişsin. kendimizi öğrenmemiz lazım en başta...

ellerine sağlık güzel de olmuş bitmiş de , artık diğer düşüncelerini diğer yazılarına saklarsın bence ^^.

Duygu A. dedi ki...

insanın kendine yönelme imkanı olsa güzelleştirir belki kendini. ama etrafımızda akıp giden o kadar çok şey var ki içimizdekilerden çok dışımızdakilerle muhattab oluyor kendimize yabancılaşıyoruz. güzel anlatmışsın kısaca (:

bal köpüğüm dedi ki...

çok güzel yüreğinize sağlık...